GERÇEK ZANNEDİLEN HURAFELER
Yıllardır Annenin yediğine içtiğine karışılır, ekşi yerse ‘Ayşe’, tatlı yerse ‘Atlı’ doğacağına inanılır. Oysa cinsiyet babadan geçen ‘X’ veya ‘Y’ kromozomuna göre daha ilk anda değişmemek suretiyle tayin olmuştur.
Bebek doğduktan sonra anneye bebeğini ‘üç ezan’ emzirmemesi söylenir. Böylece bebek 9-12 saat aç kalacak anlama gelir. Bebeğin ‘hipoglisemi’ye girmemesi için doğar doğmaz emzirilmesi şarttır.
Anneye ‘al basması’ olmasın diye altın takılır, kırmızı bezler bağlanır; yatağının altına süpürge, makas gibi cisimler konulur. Bu boş işlerin Allah’tan bebeğe bir zararı yoktur,
gereksizdir. Al basması dedikleri durum ‘loğusa humması’ denilen mikrobiktir, antibiyotikler yardımıyla artık görülmemektedir.
Memeden gelen ilk ağız sütü denilen ‘kolostrum’ bebeğe verilmez ve toprağa atılır. Bunun sebebi ilk ürünün toprağa verilmesi ile bereketinin artacağı inancıdır. Çok tanrılı dinlerden kalmadır. Oysa ilk ağız sütü bebek için hayatidir, aşı görevi görür.
Facebook Comments